Ana içeriğe atla

REYHANLI AŞİRETİ BOYBEYİ MURSELOĞLU HAYDAR BEY'İN AFFI VE MARAŞ'A İSKANI Ö

Teşkilatçı bir yapıya sahip olan Maraş Valisi Kalender Paşa, bölgesindeki Türkmen Aşiretlerini kendi aralarında örgütleyerek hem aralarındaki anlaşmazlıkları asgariye indiriyor hem de bölgede kendi gücünü ortaya koyuyordu.

Civar bölgenin en geniş ve etkili aşireti olan Reyhanlı aşiretine de kız vererek boybeyiMürseloğlu Haydar Ağa’yı kendisine damat yapmış ve bölgedeki iktidarını güçlendirmişti. Gâvurdağı, coğrafi şartlarının güçlüğü ve şartlarının zorluğundan dolayı bu adı almış olmalı ki oldukça yüksek yerlerinde dahi Türkmen aşiretleri bulunmakta idi. Buradaki aşiret boybeylerine “ağa” denmektedir. Bu coğrafyanın hatırı sayılır aşiretlerinden olan Fettahoğulları, Bulanık kazasının “ayan” ailesi idi. Ayanlık vazifesini de Ağca Bey yapmaktaydı. Ağca Bey kendi bölgesinde sözü dinlenir, hatırı sayılır bir ağadır. GâvurdağınınPayas tarafı ise Halep Eyaleti sınırları içerisinde olup buranın da ayan ailesi Küçükalioğulları’dır. Küçükalioğlu Dede Bey Üzeyr beyi olarak Gâvurdağındaki iktidar mücadelesinde söz sahibidir. Kalender Paşa’nın Türkmen aşiretleri üzerindeki gücü ve etkisi aynı dönem Adana valisi olan Bilanlı Mustafa Paşa ve Halep Valisi Çapanoğlu Celaleddin Paşa’nın hiç hoşuna gitmemektedir. Valiler arasındaki iktidar mücadelesi aşiretler üzerinden devam etmektedir. Adana Gülek boğazından Antakya’ya kadar olan yol güzergahına Osmanlı döneminde Hac yolu veya Payas Caddesi deniyordu. Payas Caddesinin güvenliğinden iki vilayetin de toprak sınırlarında olmasından dolayı hem Adana valisi hem de Halep valisi sorumlu idi. Buralarda eşkıyalık yapan aşiretler kervanlara yaptıkları baskından sonra Gâvurdağına kaçtıkları için buradaki güvenlik meselesi de haliyle Maraş valisi Kalender Paşa’ya kalmaktaydı. 1800 lü yıllarda Küçükalioğlu Dede Bey Üzeyr Sancağı beyidir. Ancak paşa olarak devlet hizmeti görmesi gerektiği ve güvenliği kendisinin sağlaması lazım geldiği halde kurduğu bir ekiple hac ve ticaret kervanlarına baskınlar yapmakta ve mallarını talan etmektedir. Sıkıştığı zaman da Gâvurdağı içlerine kaçmakta, Bulanık ayanı Ağca Bey’e kadar gidip onun yanında ve uhdesinde gizlenmektedir. Yapılan bu eşkıyalık faaliyetleri içine Mürseloğlu Haydar Bey’de bazen kendi adamlarıyla katılarak Dede Bey’e destek vermektedir. Tüm bu olaylar karşısında gerek Adana valisi ve gerekse Halep valisi eşkıyanın peşine düştüklerinde, başı sıkışan eşkıya,Gâvurdağına sığındığından buradaki eşkıyayı yakalama işinin Kalender Paşa’ya ait olması gerekmektedir. Ancak bu iki vali sadarete defalarca yazdıkları şikâyet mektuplarında Kalender Paşa’nın eşkıyaları koruduğunu, onları yakalamadığını ve hatta sakladığını söylemektedirler. Bu iki valiye göre Payas Caddesi ve Gâvurdağı civarı ancak bu şikayet edilen beylerin ortadan kaldırılması ile selamete erecektir. Bu iki valinin girişimleri ile başta Küçükalioğlu Dede Bey, Fettahoğlu Ağca ve Ahmet Bey, Mürseloğlu Haydar Bey ve birçok aşiret boybeylerine idam fermanı çıktı.
Celaleddin Paşa, bir defasında gelen istihbaratlar doğrultusunda ordusunu Haydar Bey’in peşine gönderdi. Mürseloğlu Haydar ve yakın arkadaşı Amooğlu Ömer’in yakalanması için başlatılan takibat sonucunda başları sıkışan grup, Amik Ovasında Reyhanlı aşiretinden yardım alarak Maraş sınırları içine girerek Kalender Paşa’ya sığındılar. Bunun üzerine Celaleddin Paşa’nın askerleri Maraş sınırından içeri giremeyip Halep sınırlarına geri döndü.
Kalender Paşa’nın Haydar Bey ve Amo oğlu Ömer’ikoltuğunun altına alarak sakladığını sadaret’e bildiren Celaleddin Paşa’nın bu serzenişi üzerine bu sefer Mürseloğlu Haydar Bey’i yakalama emri Kalender Paşa’ya verildi. Bu durumu damadına gizlice haber salan Kalender Paşa, Haydar Bey’i Elbistan tarafına göndererek civardaki aşiretlerin arasına saklayıp kurtulmasını sağladı. Celaleddin Paşa yine Haydar Bey’in üzerine gidilmeyip kaçmasına müsaade edildiğini haber alınca bu durumu bir yazı ile sadarete bildirdi. Celaleddin Paşa’ya göre Kalender Paşa’nın bu tutumu ile Maraş bölgesinde asayiş sağlanması mümkün değildir. Kendisinin yakalamaya çalıştığı eşkıya güruhunu Kalender Paşa korumaktadır. Bu ise bölgede iki başlılıkla birlikte bir güvenlik zafiyeti oluşturmaktadır.Gerçekten de Kalender Paşa emri yerine getirmemek için ayak sürümüş ve Haydar Bey’in kaçmasına göz yummuştu.
Halep Valisi Celaleddin Paşa bölgede asayişin temini için kendi ordusuyla hareket halindeydi. GâvurdağınınTiyek mevkiinde eşkıya reislerinden Kasım ve yardımcıları ile çarpışmaya giren Paşa, Kasım ve on üç adamını yakalayarak idam etti. Kesilen başlar Halep valisinin tatarları aracılığı ile Bab-ı Humayunda bulunan İbret taşında sergilenmek üzere İstanbul’a gönderildi. Aynı bölgede yapılan diğer takibatta Mürseloğlu Haydar ve arkadaşları Maraş tarafına kaçarak yine Kalender Paşa’ya sığındılar.
Gelen bir istihbarata göre Haydar Bey’in Elbistan tarafından Malatya tarafına geçerek oradan Fırat nehri civarındaki çöl halkına saldıracağı bilgisi alındı. Celaleddin Paşa’nın askerlerinin takibi sonunda Haydar Bey ve adamları Uryan Ovasından Fırat kıyısına inerek kayıklarla karşı kıyıya geçmek suretiyle yine kurtuldular. İdam fermanı çıkan beylere valilerin adamları tarafından yapılan baskınlar ve takibatlar sonucu halka iyice daralmıştı. Dede Bey Payas’dan kaçarak Ağca Bey’in yanına sığınmış, Ağca Bey de kendisine sığınan beyleri korumak için hâkimiyetinde olduğu Savranlı Kalesi’nde savunma yapmak ve beyleri korumak için cephane ve erzak yığınağı yapmaya başladı. Civar bölgelerden fermanlı beylerin yanında olmak ve onlara destek olmak isteyen aşiret güçleri bölük bölükGâvurdağlarına geliyorlardı. Bu kapsamda Mürseloğlu Haydar Bey’in yeğenleri Ömer ve Battal Beyler de Arap içlerinden, Fırat boylarından yardım ve destek için Fettahoğlunun kalesine geldiler. Hiç beklenmedik bir zamanda Adana valisi Bilanlı Mustafa Paşa’nın kardeşi İsmail Bey bir gece baskını ile kaleye girip Ağca Bey ve 25 adamı ile Dede Bey’i yakalayarak idam etti ve kellelerini İstanbul’a gönderdi. (Ağustos 1817)
Gâvurdağı’ndaki bu idam furyasından kurtulan biri vardı ki o da Kalender Paşa’nın damadı ve Reyhanlı aşireti boybeyiMürselzâde Haydar Bey’idi. Haydar Bey Celaleddin Paşa’nın Halep valiliği döneminde hakkında çıkan idam fermanı üzerine firarenGâvurdağları’nda dolaşmaktaydı. Halep valiliğine Hurşit Ahmet Paşa’nın tayin edilmesinden sonra civarda bulunan aşiretlere yapılan baskılar sonucu Reyhanlı aşireti de nizam altına alınmıştı. Haydar Bey de artık kaçmaktan usanmış, yerleşik bir düzene geçerek hayatını ailesi ile birlikte idame ettirmek istemekteydi. Haydar Bey’in bu kararı almasındaki en büyük etken yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığımız Gâvurdağındaki o idamlar idi. Haydar Ağa, oldukça yakın görüştüğü ahbapları Fettahoğullarından Ağca ve Ahmet Bey ile bölgenin etkin isimlerinden olan Küçükalioğlu Dede Bey ve adamlarının idamları ile yapayalnız kalmıştı. Hakkındaki idam kararından sonra sürekli kaçak olarak hayatını idame ettiren Haydar Bey’in hanımı Halep valisi Hurşid Ahmet Paşa’ya müracaat ederek “Haydar Ağa’nın bundan böyle namusu ile hiç kimsenin bir şeyine karışmayarak kendi halinde uygun bir yerde affedilerek ikamet etmesini” rica eder. Aynı zaman zarfında Kalender Paşa’da Sadaret’e bir mektup yazarak “Reyhanlı aşireti boybeyi ve aynı zamanda damadım olan Haydar Ağa her ne kadar bu güne kadar bir takım yanlış işler yapmışsa da artık iffet ve namusu ile kendi halinde yaşamak istemektedir. Kızım da Halep valisinden Haydar Ağa’nın affını talep etmiştir. Ben de kayınpederi olarak bundan sonra hükümete karşı en küçük bir yanlış içinde olmayacağını taahhüt ederim. Kendisi de bundan böyle iffet v e namusu ile kendi halinde ikamet edeceğini tarafıma taahhüd eylemiştir. Şayet affınıza mazhar olur ise Maraş yakınlarında Camustilnahiyesine yerleşecektir. Ricamızın kabulünü istirham ederim” diyerek damadı Haydar Bey’in affını talep eder. Bu çerçevede bir yazı da Halep valisi Hurşid Ahmet Paşa tarafından kaleme alınarak Saderet’e af ricasında bulunulmuştur. Yapılan bu ricalar Sadaret’te kabul gördü. Kalender Paşa ve Halep valisinin taahhütleri doğrultusunda devlet aleyhinde hiçbir işte bulunmamak, iffet ve namusu ile bir şeye karışmayarak kendi halinde olmak şartıyla Haydar Bey’in idam kaydı terkin edilerek affedildi ve taahhüt edildiği üzere Camustil’e yerleştirildi. Kalender Paşa böylece bir yolunu bularak damadını idamdan kurtarmış ve Bayezidoğulları’nın malikâne olarak idare ettiği bölgeye iskânını sağlamış oldu.(Ağustos 1818)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Levhalar ve Levha Tektoniği

Başlangıçta tüm kıtaların Pangea adında tek bir kıta olduğu, sonradan parçalanıp dağılarak zamanla günümüzdeki yerlerine ulaştığı görüşüne dayanan kıtaların kayması kuramını aslında 1912'de bir meteorolog olan Alman bilim adamı Alfred Wegener ortaya attı.

Gezegenlerin Türkçe Adları

Vâr oluştan bu yana, tüm kişioğlunuñ (insanoğlunuñ) ilgisiñi çekmiştir gökyüzü. Eski kişiler de gökyüzünde erişilmez olan dahası kimi oğur (zaman) tapındıkları bu nesnelere adlar takmışlardır. Öyle ki, “güneş, ay, yıldız” gibi bir takım gök nesneleriniñ adları töz (temel) sözcükler olarak taplanır (kabūl edilir).